SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

HACC BAHSİ

<< 1331 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

396 - (1331) حدثنا شيبان بن فروخ. حدثنا همام. حدثنا عطاء عن ابن عباس ؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم دخل الكعبة وفيها ست سوار. فقام عند سارية فدعا، ولم يصل.

 

{396}

Bize Şeybân b. ferrûh rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize Atâ', İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti ki:

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kabe'ye girmiş. Kabe'­nin içinde altı direk varmış. Bir direğin yanında durarak duâ etmiş, fakat namaz kılmamış.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhâri ve Nesâ: hacc bahsinde tahric etmişlerdir.

 

Hadîs-i şerif Buhâri'de mürsel olarak rivayet edilmiştir. Hz. Bilâl rivayetinde Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in Kâbe'de namaz kıldığı; Usâme (Radiyallahu anlı) rivayetinde ise namaz kılmayıp sadece her tarafında duâ ettiği görülmektedir. Bu bâbda Nevevî şunları söylüyor:

 

«Hadîs ulemâsı Bilâl rivâyetiyle amel hususunda ittifak etmişlerdir. Çünkü bu rivayet bir hüküm ispat etmektedir. Aynı zamanda bunda ilim ziyâdeliği vardır. Binâenaleyh onu tercih etmek gerekir. Namazdan murâd ma'lûm ve mâhûd olan rükû'îu sücûdlu namazdır. Bundan dolayıdır ki Hz. İbni Ömer: (Ona Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kaç rekât namaz kıldığını sormayı unutmuşum, demiştir. Hz. Usâme'nin (namaz kılmadı) demesine gelince bunun sebebi şudur: Kabe'ye girip kapıyı kapadıkları vakit her biri duâ ile meşgul olmuş. Usâme (Radiyallahu anh) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Beyt-i Şerifi'in bir tarafında duâ ederken görmüş; sonra kendisi de Beyt'in başka bir tarafında duâ etmiştir. Hz. BilâI Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e yakın bulunduğu için onun namaz kıldığını görmüş, Usâme (Radiyallahu anh) uzakta bulunduğu ve meşguliyeti sebebiyle bunu görememiştir. Zâten Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu namazı hafif idi. Binâenaleyh Hz. Usâme'nin zannıyla amel ederek namaz kılmadı demesi caizdir. Fakat Bilâl (Radiyallahu anh) hakîkaten namaz kıldığını görmüş ve haber vermiştir.»

 

Yine Nevevî'nin beyânına göre Kabe'nin içinde bir duvarına yahut kapalı olan kapısına karşı dönerek namaz kılmanın caiz olup olmayacağında ulemâ ihtilâf etmişlerdir. Ebu Hanife Sevrî, İmam Şafiî, İmam Ahmed ve Cumhûr-u ulemâya göre Kâ'be 'nin içinde farz ve nafile namaz kılmak caizdir. İmam Mâlik nafile namazın mutlak surette caiz olacağına, fakat namazlarla vitr, sabah namazının iki rekât sünneti ve iki rekât tavaf namazı kılınamıyacağına kaail olmuştur.

 

Muhammed b. Cerîr, Mâlikîler'den Esbağ ve Zâhiriler'den bâzıları Kâ'be'nin içinde farz veya nafile hiç bir namazın kılmamıyacağını söylemişlerdir. Kadî İyâd bu kavli Hz. İbni Abbâs'tan da rivayet etmiştir.

 

Cumhur'un delili Hz. Bilâl hadîsidir. Nafile namaz sahih olunca farz da sahihtir.

 

Osman b. Talha (Radiyallahu anh) Kâbe.i Muazzama'nın mütevellisi idi. Onu açıp kapamak ve hizmetinde bulunmak kendisine aitti. Hudeybiyye musâlâhasmda Halid b. Velîd ve Amr b. Âs (Radiyallahu anh) ile birlikte müslüman olmuş; Mekke'nin fethinde hazır bulunmuş, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kabe'nin anahtarını onunla birlikte Şeybetü'bnu Osman b. Ebî Talha'ya teslim ederek:

 

«Ey Talha oğulları! Bunu sizde kalmak üzere alın. Onu sizden hiç kimse alamaz meğer ki zâlim ola» buyurmuştu. Hz. Osman bilâhara Medîne'ye gitmiş, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vefatına kadar orada kaldıktan sonra tekrar Mekke'ye dönmüş ve kendi vefatına kadar orada kalmıştır. Vefatı hicri kırkiki târihine rastlar.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Kâ'be'ye girdikten sonra kapısını kapaması halk başına üşüşüp de huzû' ve huşûuna mâni olmasınlar diyedir. Bu hâdise Mekke'nin fethedildiği gün olmuştur.

 

Nevevî diyor ki; «İbni Ömer rivayetinin zahirine bakılırsa kendisi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in nerede namaz kıldığını Bilâl, Usâme ve Osman (Radiyallahu anh) hazerâtının hepsine sormuştur. Fakat Kadî İyâd hadîs ulemâsının bu rivayeti çürüttüklerini, Dârekutnî'nin: İbni Avn burada vehm etmiştir. Başkaları ona muhalefetle bu hadîsi yalnız Bilâl'e isnad etmişlerdir" dediğini söylemektedir.» Gerçi İbni Avn'in rivâyetini te'yîd eden nakiller de varsa da meşhur olan rivayet Hz. Bilâl'in bu hadîsi münferiden nakletmiş olmasıdır:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in: «İşte kıble budur» sözü üzerine Hattâbî şunları söylemiştir:

 

Bunun mânâsı kıble meselesi bu beyte karşı dönmek hususunda istikrar kesbetmiştir. Binâenaleyh bugünden sonra neshedilemez. Artık ebediyyen siz ona doğru namaz kılın demektir. Mamafih ashabına imamın nereye durmasının sünnet olduğunu anlatmak istemiş olsa da bir ihtimâldir. İmanı Kabe'riin köşelerine ve etrafına değil, doğrudan doğruya cephesine karşı duracaktır. Namaz her tarafında caiz olmakla beraber sünnet olan vecih budur.»

 

Nevevî burada üçüncü bir mânâ ihtimâlinden bahsetmiştir. Ona göre hadîsin mânâsı «Kıble bütün harem yahut Mekke veya Kabe'nin etrafındaki mescid değil, bizzat Kâ'be'dir demektir.» Hadîs-i şerîf gündüz nafileleri ikişer rekât kılınır diyenlerin delilidir. İmam Şafiî ile Mâlik ve Ahmed b. Hanbel'e göre gece ve gündüz nafilelerini ikişer rek'ât kılmak efdaldır. Hanefîlerden İmam Ebû Yûsuf'la Muhammed'e göre gece nafilelerini ikişer rekât kılmak, Ebu Hanife'ye göre ise gece, ve: gündüz nafilelerini dörder rekât kılmak efdaldır. Ebu Hanife'nin bu bâbdaki delili îbni Abbâs (Radiyallahu anh) hadîsidir. Mezkûr hadisde :

 

«Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Selleın) dört rekât nafile namaz kılardı ki bu rekâtların güzelliğini ve uzunluğunu sorma» denilmektedir.

 

Hadîs-i Şerîf Kabe 'nin içinde farz veya nafile hiç bir namaz kılınmaz diyenlerin  aleyhine delildir.